PİYANO EĞİTİMİ
Piyano, diğer çalgılar gibi insanın bireysel gelişiminde çok büyük bir rol oynadığı gibi, piyano gelmiş geçmiş en temel çalgı aletlerindendir. Birey piyano çalarken, beynini çok yönlü kullanması gerekir. Piyano çift anahtar olduğu için, piyano çalmak doğru nota takibini, eş değer olarak da doğru nota okumayı gerektirir. Çift anahtar okumayı gerektiren piyano, hem sağ el hemde sol elin uyumunu ve metronomu iyi dinleyip ritmi kaçırmamayı gerektirir. Ses genişliğinin fazla olduğu, her tarzın vazgeçilmezi olan has çalgı piyano, üzerindeki belli aralıklarla yapılmış olan tuşları ile insan vücudunun her yaşta kolayca kavrayıp çalabileceği bir yapıya sahiptir. Piyano bilinçli çalıştırılırsa, çok sesli müziği içerdiği için insan beynine müziğin armonisini benimsetir. Bununla birlikte bireyin müzik kapasitesi artar. Bunlara dayanarak piyanonun çocuk gelişiminde ne kadar yararlı olacağını aşikardır. Müzik eğitimine ilk başta piyano ile başlayan bireyler diğer enstrümanlara geçtiğinde de, daha başarılı performans gösterirler. Bu yönleriyle piyano, geçmiş ve gelecek çağımızın en etkin enstrümanı olma özelliğini hak ediyor.
Çalgı eğitiminin en önemli boyutlarından biri olan piyano eğitiminin belirlenen hedeflere ulaşabilmesi için de düzenli ve günlük çalışmak oldukça önemlidir. Derslerde öğretmen eşliğinde öğrenilen davranışlar günlük olarak özenle çalışılıp pekiştirilmedikleri sürece piyano eğitimi sürecinde problemlerin yaşanması yadsınamaz bir sonuç olacaktır. Öğrenmenin gerçekleştiği an ile pekiştirme yapıldığı an arasındaki süre ne kadar uzarsa, öğrenilen davranışın iyice kavranması ve özümsenmesi de bu ölçüde güçleşecektir. Öte yandan, öğrenmenin gerçekleştiği an ile pekiştirme yapıldığı an arasındaki süre belli periyotlarla olmak koşulu ile ne kadar kısalırsa, öğrenilen davranışın iyice kavranması ve özümsenmesi de bu ölçüde kolaylaşacaktır. Lewis, (1996:1) 24 saat içerisinde hemen yapılan pratiğin maksimum öğrenmeyi sağladığını ve öğrenme oranının yaklaşık %90 olduğunu göstermektedir. Ayrıca 48 saate kadar yapılmayan pratikte ise öğrenmenin kesinlikle sıfır olduğunu ve öğrenilen şeylerin yalnızca hafızada kaldığını belirtmektedir(Akt.:Gökbudak, 2003:560). Bu nedenle, piyano eğitiminde öğrencinin düzenli ve günlük çalışma yapması, öğrenilen davranışların düzenli aralıklarla hatırlanması bakımından, gelişim sürecinde hızlı bir ivme yakalamanın tartışmasız en önemli yollarından birisidir. Parça içerisinde geçen cümlelerin yeterince tekrar edilmesi, parmakların beyinin otomatik kontrolü altında ayrıntılı emir ve direktifleri olmadan o beceriyi öğrenmesini sağlar(Ercan, 2006:105). Bu şekilde otomatikleşen davranışlar, bilinç düzeyinde beyni meşgul etmedikleri için, bir eser çalmada ulaşılması beklenen belki de en önemli hedef davranışın yani müzikalitenin yeteri kadar düşünülmesi, tasarlanması ve uygulanması aşamasına imkân tanımış olacaktır ki bu nokta, belki de piyano eğitiminin en temel hedeflerinden birisidir. Bu noktada bahsedilen “otomatikleşmiş davranışlar”ı elde etmenin tek yolu, hiçbir şekilde aksamayan bir çalışma programı dahilinde günlük ve düzenli çalışma biçimini piyano eğitimi devam ettiği sürece devam ettirebilmektir. Fenmen’e göre (1947:106), “Öğrenci mümkün olduğu kadar her günün belli saatlerinde piyano çalışmaya alışmalıdır.” Günlük çalışma yapılmadığı vakit en son elde edilen becerilerin büyük oranda yitirildiği, piyanonun başına bir dahaki oturuşta kaybedilen o becerilerin tekrar elde edilmesi için fazladan bir çaba içerisine girildiği hem öğrenciler hem de öğretmenler tarafından sıklıkla tecrübe edilmektedir. Bu kısır döngü piyano da hedeflenen düzeye erişme noktasında, birçok problemin oluşmasına neden olarak gelişim sürecini yavaşlatmakta ve bundan dolayı alınan piyano eğitiminin etkililiğini de oldukça düşürmektedir. Bu olası durumun yaşanmaması için öğrencilerin, piyano eğitimi sürecinde günlük ve düzenli çalışmaları hiçbir şekilde aksatmamalarının, belirlenen hedeflere ulaşmak bakımından oldukça önemli olacağı bilinmektedir.